30 Eylül 2014 Salı

Mucizeler olur..

 

Her dakika, her saniye, her an mucizeler olur..

 

Olmaz sandığımız herşey oluyo hayatta. Biz de genelde şapşal gibi "bildiğimizi" sanarız ama bilmiyoruz, çok tatlıyız o yüzden hepimiz belkide. 'Olur olur' deriz; olmaz, 'yok ya olmaz' deriz; olur.. Hiç de bozuntuya vermeyiz :)

 

Ah..

 

Mucizeler mucizeler.. O kadar çok seviyorum ki varolmakla ilgili herşeyi bu aralar.. Hayat ne kadar güzel hayat ne kadar güzel.. O gittiğimiz gecedeki kapıda misafirleri karşılayan kafasında ışıktan şapka olan uzuuun tahtalara basan uzun kızın kollarıyla yaptığı gibi uçuş uçuş sanki içinden geçtiğim heryer.. Öyle bi vals müzik çalıyo arkada hep ❤️

 

Bi minicik hayal kurup minicik bi dilek tutunca, senin için kocaman olan, gerçek oluverir ve hayatın değişir dimi.. Gerçek olunca yeniden bütün evrenin bi parçası olursun, sonsuz bişeyin bi minicik atomusun yine.. Tüm çekim kuvvetinle yörüngendesin, titreşip dururken bulursun kendini işte :) Evrensin o minicik atom halinle.. O tanıdık bildik güven duygusu, bütünü hissetmek. Doğru yolda olduğunu hissettiğin, sevildiğinden emin olduğun, yalnız olmadığını bildiğin yer..

 

Çok inanılmaz bi harikalar diyarı olduğuna katılıyorum hayatın, kimse beni inandıramaz sıkılınabileceğine, yada heyecanlanılamayacağına.. İşte o zaman derim ki 'sen gözlerini açıp bi etrafına bakarmısın'.. Ama bi gerçekten bakarmısın.. 7 milyar kişi mi yaşıyomuşuz hepberaber bu dünyada, 7 milyar farklı 'dünya'.. Hepimizinki bambaşka.. O yüzden de sırf sıkılamayabilirsin zaten, en yakınlarınınkine misafir olman yeterli.. Birine aşık olman yeter, anneni anlamaya çalışman yeter, babanın çocukluğunu dinlemen yeter, sevdiklerinin hayallerini dinlemen yeter.. Herkes kendi kurgusunu yaşıyo. Delirmiş bi güç var elimizde hepimizin. Öyle kuvvetli ki.

 

Yaratma gücümüz var. Oldurabiliyoruz. Ellerimizle sevdiğimize dokunup enerji verebiliyoruz ona. Minicik bi bebeği, daha hiç hayatı bilmeyen, komiklik de ne bilmeyen bi bebeği güldürebiliyoruz :) Bi kediyi mırlatabiliyoruz. Güç verebiliyoruz. Çözüm buluyoruz. Hayalgücümüz sınırsız.

 

Bence daha ne olabilir ki..

 

Mucizeler hep olur..

 

4 Eylül 2014 Perşembe

Bu yaz ❤️



Ne işler ne işler..

Hiçbişeyi olduğu gibi kabullenmek zorunda değiliz. Çünkü bazı şeyler sadece yıllardır öyle diye öyle. Ve biz öyle olması en uygunu sandığımız için 'öyle'liklerini sürdürüyoruz o şeylerin, hem de bazen sevmesek bile.  Diyoruz ki 'neyse, ellemiyim şimdi, düzenini bozmıyım' 'vardır bi bildikleri' 'bide olmazsa şimdi benim yaptığım'..

Kalıplara sığmayı ne güzel öğrenmişiz, 'oh ne rahat' sandırtmışlar bize.. Risksiz, hatasız, minimum macerayla.. Zaten uygulanmış, çuvallanılmamış yöntemler ama aynı zamanda az heycanlanılmış, az kalp atışıyla yaşanmış..

Karar veremiyoruz bile bazen, hep karar verilmiş konular var ortada çünkü, başarısızlığa uğramaktansa az istediğimizi seçiyoruz, çok istediğimiz iyi olmazsa ihtimali yüzünden..  O ne istediğini bilmek belkide en önemlisi, kendine güvenle ilgili.. Kendini sevmekle de.. (Her konuyu ama her konuyu 'sevme'ye bağlayabilirim:)

Neyse..

Aslında bahsetmek istediğim; bu aralar daha önce kimseden de duymadığımız, kimsede de görmediğimiz minik bıdıklıklar peşindeyiz.. Televizyonu iptal ettik, hiçbi kanal çıkmıyo artık :) Sadece bi film, bi belgesel, bi maç izlemek istediğimizde bilgisayarı tvye bağlayabiliyoruz. Arka balkonu kapattık. Yerlerini beyaz ahşap kaplattık. Camlarına ahşap jaluzi yaptırdık. Kendimiz bi raf sistemi alıp, kapak takıp boyadık. Duvarları badana yaptık.. Klimanın motorunu paneller alıp kapattık hava alabileceği şekilde.. Dekopajla kendimiz kestik ama hep, su bazlı boyalarla kendimiz boyadık.. Alaçatının en iyi antikacısına (eskici mehmet) ham ahşaptan çalışma masası siparişi verdik.. Bide teleskop aldık ✌️ 
Tüm bunların hiçbiri en mantıklısı diildi, en bilindik yöntem de diildi.. Kimseden görüpte bulmadık. O yüzden o kadar güzel oldu ki ☺️

Daha bitmedi ama.. Masa bi hafta sonra hazır olucak, koltukları kaplatmamız lazım bi ara, aydınlatma kısmı da eksik daha.. 


Bu fotoğrafı baya iphonela teleskopun göz merceğinden kendim çektim.. Yeni bi yaşam alanı ve keşfedicek yeni bi evren yarattık kendimize.. 

Olduğu gibi kabullenseydik en basitinden ev yaşamımızı, önümüzdeki günler belki arka balkon eski hafif dağınık haliyle sadece bi balkon olarak kalıcaktı ve biz L koltukta akşamları dizi izlicektik.. 

Bundan bahsediyorum. 

Benim en sevdiğim mevsim hep yaz. 

Kavrulsam da pişsem de yaz. 

Her yaz hayatımın değiştiğine inanıyorum. Bu yaz da biz yaşamımızı genişlettik sanki serhatla, daha derin nefes alıp daha uzağı görüyo gibiyiz, daha çok ses duyup daha çok rengi ayırdedebiliyoruz. Sevme şeklimiz değişti hayatı gibi. Sessizliğimiz değişti. Konularımız değişti, bu sene sanki büyümedik de ruhumuzun çocuk olmasına izin verdik ❤️