18 Şubat 2014 Salı

HOW TO BE A FREE SPIRIT

HOW TO BE A FREE SPIRIT 
Nasıl nasıl nasıl..
Mümkün.
Mecbur olduğumuzu sandığımız çok çok şeye mecbur diliz aslında biliyosun sende. Bazı üstümüze düşenler var sadece, sorumluluklarımız. Ama onlarda pek çoğumuzun sandıklarının aksine;
İlki çook çok çok fazla sevmek. Önce misler gibi kendini. Her sabah uyanınca, her akşam yatmadan önce. Olduğun gibi, en özünü, en saf halini. Bütün şapşallıklarını, hatalarını, çok da sevimli olmayan yanlarını bile. Orjinal bulup seviceksin :) Sonra aileni, arkadaşlarını ve tüm hayvanları. Sonra yaşam alanını. Kendi kendine sevmiceksin ama ilik aşısı gibi yapıcaksin, hücrelerinde hissedibilicekler senin tarafıldan sevildiklerini. Yanlarında olucaksın ❤  Hakeden haketmeyen hesabını bilmeden, senin sevmeyi hakettiğin şekilde öyle seviceksin..
Ve hayaller hayalleer hayalleeer.. Biiir biiir kurgulıcaksın, olsada olmasada. Onları bulurken mutlu olucaksın zaten, neler bulabildiğine inanamıcaksın :) Koleksiyoner gibi. Eskiciler gibi, antikacılar gibi daha gerçekleşmeden bulup toplıcaksın hayallerini. Bakıp bakıp böbürlenebilirsin sonra, kendini beğenebilirsin hayallerinle. Yakışmış mı diye aynada bakabilirsin, hepsini teker teker deneyip dağıtabilirsin istediğin zaman ortalığı. 
İnanıcaksin. Bütün kalbinle inanabiliceksin. Kendine inanman sana bilgelik vericek, çünkü sen evrenin kalbinden doğdun, sihirle üretildin, ilk kalp atışın annenin karnındaki bi sihir meselesiydi ve bu evrenin işiydi. Hiç mantıklı diildi ama yüzyıllardır hepimizin kalbi ilk öyle atıyodu. Bi anda, öylece. Açıklamasızca, hediye gibi. Sen de o ilk kalp atışına inanıcaksın, sahip çıkıcaksın sihirine. Böylece evrenle olan işbirliğini hatırlıcaksın. Herşeyin olabiliceğine inanıcaksın. Geniş olucaksın. Sıkılsanda pıkılsanda biliceksin ki işler yoluna giricek. Ve yaz gelicek, havalar ısınıcak :)
Arkana yaslanıcaksın, en sevdiğin seansta en sevdiğin film yapıcaksın hayatını. Bitince ayağa kalkıp alkışlıcaksın kendini ❤ 
❤ ❤ ❤ ❤ 


Nasıl nasıl nasıl..

Mümkün.

Mecbur olduğumuzu sandığımız çok çok şeye mecbur diliz aslında biliyosun sende. Bazı üstümüze düşenler var sadece, sorumluluklarımız. Ama onlarda pek çoğumuzun sandıklarının aksine;

İlki çook çok çok fazla sevmek. Önce misler gibi kendini. Her sabah uyanınca, her akşam yatmadan önce. Olduğun gibi, en özünü, en saf halini. Bütün şapşallıklarını, hatalarını, çok da sevimli olmayan yanlarını bile. Orjinal bulup seviceksin :) Sonra aileni, arkadaşlarını ve tüm hayvanları. Sonra yaşam alanını. Kendi kendine sevmiceksin ama ilik aşısı gibi yapıcaksin, hücrelerinde hissedibilicekler senin tarafıldan sevildiklerini. Yanlarında olucaksın ❤  Hakeden haketmeyen hesabını bilmeden, senin sevmeyi hakettiğin şekilde öyle seviceksin..

Ve hayaller hayalleer hayalleeer.. Biiir biiir kurgulıcaksın, olsada olmasada. Onları bulurken mutlu olucaksın zaten, neler bulabildiğine inanamıcaksın :) Koleksiyoner gibi. Eskiciler gibi, antikacılar gibi daha gerçekleşmeden bulup toplıcaksın hayallerini. Bakıp bakıp böbürlenebilirsin sonra, kendini beğenebilirsin hayallerinle. Yakışmış mı diye aynada bakabilirsin, hepsini teker teker deneyip dağıtabilirsin istediğin zaman ortalığı. 

İnanıcaksin. Bütün kalbinle inanabiliceksin. Kendine inanman sana bilgelik vericek, çünkü sen evrenin kalbinden doğdun, sihirle üretildin, ilk kalp atışın annenin karnındaki bi sihir meselesiydi ve bu evrenin işiydi. Hiç mantıklı diildi ama yüzyıllardır hepimizin kalbi ilk öyle atıyodu. Bi anda, öylece. Açıklamasızca, hediye gibi. Sen de o ilk kalp atışına inanıcaksın, sahip çıkıcaksın sihirine. Böylece evrenle olan işbirliğini hatırlıcaksın. Herşeyin olabiliceğine inanıcaksın. Geniş olucaksın. Sıkılsanda pıkılsanda biliceksin ki işler yoluna giricek. Ve yaz gelicek, havalar ısınıcak :)

Arkana yaslanıcaksın, en sevdiğin seansta en sevdiğin film yapıcaksın hayatını. Bitince ayağa kalkıp alkışlıcaksın kendini ❤ 

❤ ❤ ❤ ❤