29 Ocak 2021 Cuma

Down the Rabbit Hole


Neler neler...

Ne alanlar, ne hayaller, ne zamanlar, ne düşler, ne gerçekler.

Artık tüm medyalarda çeşitli algoritmalarla, önümüze toplanmış veriler sonucu bizi yönlendirmek üzere bilgiler çıktığını ve tesadüf sandığımız ya da istiyoruz sandığımız şeylerin tamamen o algoritmalar sonucunda bizim karşımıza getirildiğini biliyoruz. Yani zaten normalde de 'gerçek nedir' diye kocaman bir sorunsal vardıyken, şimdi artık bu 'realite' konusu; bir de algoritmaların işimize karışmasıyla allak bullak oldu ve kendimiz keşfettiğimizi sandığımız çoğu şey aslında bizi manipüle etmek için karşımıza sunuluyor.

Mesela ben bu aralar 'kendini hatırlamak', 'köklerini bulmak' konulu kitaplar ve yazılar okurken bir de bakıyorum ki instagramda fikirlerini çok sevdiğim birçok kişi bu konuya değiniyor. Ben de bütüne ve kollektif bilince çok inanıyorum ama bu kadarı fazla. Burda çok uyuz bir kurgu var, çok 'alert' halinde olmamız lazım. Ayırt edebilmek için çok farkında olmamız lazım. 

Berrak Yurdakul'un tüm canlı yayınları ve ev yapımı paraşüt kitabıyla hayatımın birçok buğulu kısmı bu ara netleşti. Ama hala çok flu yer var. Çok uğraşıyorum. Bir ben mi bu kadar bocalıyorum, düşünüyorum bazen ama değil. Yalnız değiliz. Derinlerimizde hepimiz aynı yollardan defalarca geçiyoruz biliyorum.

Anlamaya çalışıyorum genel sistemi ve de kendi sistemimi. İşe yarayanları yaramayanları düzenlemeye çalışırken o ara biraz daha olgunlaşıyorum onlar da değişiyor :) Tam yol katediyorum başıma aynı şey gelince bakıyorum ki daha olmamış, yine tökezliyorum. Ulan yaş da  36 doldu :)) 37 ye girdik.

Neyse diyorum, go for it, yalnız değilsin :)

Bugün önce kendisine çok çok bayıldığım Meltem hanımla (hanım demicez diye konuşmuştuk ama hep hanım diyorum) sonra da Dilarayla buluştuk. Her ikisiyle de  10 senedir tanıyoruz birbirimizi. Anlatamam ikisi nasıl kalbim genişletti. Ne kadar sohbet derinleşse o kadar görüyoruz ki, işte aynıyız ulen. Aynı işte. Hayaller, kırıklıklar, yollar, yönler. Ne güzel. Çok seviyorum, insanları çok değil ama bu dünyayı, bu hayatı, bu düzeni çok seviyorum.

Boynumda başlayan fıtığı da seviyorum, tüm kafa karışıklığımı da, yavaşlığımı da, hızımı da, acelemi de, işimi de, urlayı da, bu kafalarımı da çok seviyorum. Bugün Dilarayla konuştuğumuz 'Grounded' olmama halimi de seviyorum, çok da niyetimin olmamasını da.

Bu yazı da 2021'e selamım olsun.

Hoşgeldin bu yıl, hoş geldin 37 sayısı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder