17 Eylül 2013 Salı

bıdıklık ve anlar

Bazı anlar çok bıdıktı. ( ben de anlamsız giriş yapmayı seviyodum çünkü :)

Tamam 👍

9 yıldır her pazartesi hürriyetin kelebek ekinde nil karaibrahimgilin bi köşesi var ya hani.. Pazartesileri de genelde sevimsizdir ya, resmen sabah onun yazısıyla güne başlamak beni acaip motive eder hep. Gizli bi köşe gibi, biz biliyoruz hep okuyoruz da çoğu kişi bilmiyo hala. . Bizim kafe gibi, hep var ama herkes bilmiyo. Ama bilenler de herkes bilsin istemiyo zaten. 

"Bizim gizli yerimiz." 

Bu hafta kaderle ilgili yazmıştı, bende sevdiğim bulduğum beğendiğim her bi minik şeyi tek tek zorla serhata uzuuun uzuuuun anlattığım gibi o yazısını da “oku bak oku bak” diye okuttuuum. Oda bana;

"Sence peki?" dedi. "Kader var mı?"

Evet var! Hemde saniyesi saniyesine :) (burda heyecanlanıyorum hep :) Göz göze gelmesinden, hayatına girip çıkmasına, kalbinin her bir damarından ışık hızıyla geçmesinden, burnuna gelen her bi kokuya, rüyalarından tüm gerçeklerine kadar var.. Ama olmayan ne biliyomusun, tüm olanlardan sonra ki senin bıdık kalbinde ne hissettiğin, kafandan neler geçirdiğin, uyumadan önce neler düşündüğün.. İşte bunlar kaderinde yok. Yazılmamış. Onları sen oluşturuyosun. Nasıl anılar biriktirdiğin, neler hayal edebildiğin, nelere gülme krizine girdiğin, nelere yüreğini titrettiğin.. Bunlar senin elinde işte tamamen. Kabul etsende etmesende o kocaman deli güç senin elinde. Sen gülsende ağlasanda olacak olan oluyo. Hep de olucak. O yüzden gerçekten arkana şöööyle bi yaslan. Sen onları her türlü yaşıyosun ama geriye baktığındaki anıların; sende ne iz bıraktığı ne hissettirdiği oluyo. 

Kaderin neler olucağını hep bilir ama senin ne hissediceğini ne tepki vericeğini hiçbi defasında bilemez, verdiğin tepki de bi sonraki olayı değiştiremez ama senin ne hissediceğini ve yüreğinin neyle dolucağını değiştirebilir. Yani aslında nasıl bi hayatın olucağını kaderin belirlemez. Sen belirleyebilirsin.

Nası bi güç demek bu biliyomuyuz acaba. İdrak edebildik mi. Demek ki başımıza ne gelse de ne gelicekse de, olay ne olduğu bittiği değil bizim nasıl karşıladığımız belki. 

Nasıl bi denenme içindeyiz düşün? 

Bende hep şu sorgulama vardı mesela, öyle yapsaydım belki bu böyle değil öyle olcaktı o zamanda bunu bile etkilicekti falan bıdı bıdı. İşte öyle değil belki, her türlü öylede yapsam böylede yapsam bu sonuç olucaktı, fark yaratabiliceğim kısmı bendim hep. Duruşumdu, hissimdi, kendimdi. Herkesin de kendiydi o zaman. Kimse kimseyi suçlayamazdı. Bunlar olucaktı, bi şekilde olanlar bizimdi. Olanlarla kavga edemezdik, zaman harcayamazdık neden diye. Biz çok zaman harcıyoduk, bahane üretiyoduk bişilere. “E Tamam”dı. Elimizde olan kısmıda bunu aşabilmekti. Aşıp, başımızı bi kaldırmak devam etmekti. 

Akmaktı, keyif almak sevmekti. Sevmiştim bende bu işi.

❤❤❤

Bazı anlar çok bıdıktı. ( ben de anlamsız giriş yapmayı seviyodum çünkü :)

Tamam 👍

9 yıldır her pazartesi hürriyetin kelebek ekinde nil karaibrahimgilin bi köşesi var ya hani.. Pazartesileri de genelde sevimsizdir ya, resmen sabah onun yazısıyla güne başlamak beni acaip motive eder hep. Gizli bi köşe gibi, biz biliyoruz hep okuyoruz da çoğu kişi bilmiyo hala. . Bizim kafe gibi, hep var ama herkes bilmiyo. Ama bilenler de herkes bilsin istemiyo zaten.

"Bizim gizli yerimiz."

Bu hafta kaderle ilgili yazmıştı, bende sevdiğim bulduğum beğendiğim her bi minik şeyi tek tek zorla serhata uzuuun uzuuuun anlattığım gibi o yazısını da “oku bak oku bak” diye okuttuuum. Oda bana;

"Sence peki?" dedi. "Kader var mı?"

Evet var! Hemde saniyesi saniyesine :) (burda heyecanlanıyorum hep :) Göz göze gelmesinden, hayatına girip çıkmasına, kalbinin her bir damarından ışık hızıyla geçmesinden, burnuna gelen her bi kokuya, rüyalarından tüm gerçeklerine kadar var.. Ama olmayan ne biliyomusun, tüm olanlardan sonra ki senin bıdık kalbinde ne hissettiğin, kafandan neler geçirdiğin, uyumadan önce neler düşündüğün.. İşte bunlar kaderinde yok. Yazılmamış. Onları sen oluşturuyosun. Nasıl anılar biriktirdiğin, neler hayal edebildiğin, nelere gülme krizine girdiğin, nelere yüreğini titrettiğin.. Bunlar senin elinde işte tamamen. Kabul etsende etmesende o kocaman deli güç senin elinde. Sen gülsende ağlasanda olacak olan oluyo. Hep de olucak. O yüzden gerçekten arkana şöööyle bi yaslan. Sen onları her türlü yaşıyosun ama geriye baktığındaki anıların; sende ne iz bıraktığı ne hissettirdiği oluyo.

Kaderin neler olucağını hep bilir ama senin ne hissediceğini ne tepki vericeğini hiçbi defasında bilemez, verdiğin tepki de bi sonraki olayı değiştiremez ama senin ne hissediceğini ve yüreğinin neyle dolucağını değiştirebilir. Yani aslında nasıl bi hayatın olucağını kaderin belirlemez. Sen belirleyebilirsin.

Nası bi güç demek bu biliyomuyuz acaba. İdrak edebildik mi. Demek ki başımıza ne gelse de ne gelicekse de, olay ne olduğu bittiği değil bizim nasıl karşıladığımız belki.

Nasıl bi denenme içindeyiz düşün?

Bende hep şu sorgulama vardı mesela, öyle yapsaydım belki bu böyle değil öyle olcaktı o zamanda bunu bile etkilicekti falan bıdı bıdı. İşte öyle değil belki, her türlü öylede yapsam böylede yapsam bu sonuç olucaktı, fark yaratabiliceğim kısmı bendim hep. Duruşumdu, hissimdi, kendimdi. Herkesin de kendiydi o zaman. Kimse kimseyi suçlayamazdı. Bunlar olucaktı, bi şekilde olanlar bizimdi. Olanlarla kavga edemezdik, zaman harcayamazdık neden diye. Biz çok zaman harcıyoduk, bahane üretiyoduk bişilere. “E Tamam”dı. Elimizde olan kısmıda bunu aşabilmekti. Aşıp, başımızı bi kaldırmak devam etmekti.

Akmaktı, keyif almak sevmekti. Sevmiştim bende bu işi.

❤❤❤


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder