31 Mayıs 2014 Cumartesi

Hep de öyle olmuyo, herşey minnoş minnoş yolunda gitmiyo..

Hep de öyle olmuyo, herşey minnoş minnoş yolunda gitmiyo..
Hiç blog yazmıyosun dedi serhat..
Hemde aslında mayıs ayı komple bi efsaneydi. Bilerek yazmadım bende çünkü kendimi bi süredir tüm eski bildiklerimi unutmuş, şokta bi şapşirik gibi hissediyorum. Çünkü mayısa sinir de oluyorum. Hatta hayat bi arkadaşım olsaydı onu kenara çekip kendine gelmesini söylerdim, uzun bi konuşma yapardım ona. Çok ayıp ettiğini, kendine gelmesini hiç kendi gibi davranmadığını söylerdim. Çünkü hayat ”sihirli bıdık tatlı minnoş dizilimlerin ummadık zamanlarda biraraya gelmesi” yanının daha ağır bastığı bi yapıda. Öyle. Ama o naptı bu ara, peşpeşe uyuzluklar, ciddi sorunlar, çözümsüzlükler.. Neyse ki toparladı yine, herşey düzeldi. Çok şükür. 
Sessiz sessiz izledim, olabilir, tamam dedim naptıysa. Çünkü genelde yapmaz biliyorum onu, özünde iyidir. Ben o yüzden hiç şikayet etmem, hiç uzatmam sevmediğim konuları çünkü bilirim geçer, herşey geçer. Hayat iyidir, yapmaz öyle şey derim :) Yapınca üstüne gitmem, ellemem onu. Hepimizin kötü zamanları var.
Ben bi şekilde kendimi iyi hissetmeyince yazamıyorum işte. Heralde sevimsiz bi kanıt bırakmak istemiyorum. Şikayet etmem, sorunlarımı konuşmayı sevmem ya zaten uzun uzun, tatsız bişeyleri detaylı yazmayı da istemiyorum. İçime atmıyorum, sadece susuyorum, daha iyiyken; ”nasıl geçti ama” kısmını konuşmayı daha çok seviyorum. O zaman konuşuyorum. Daha güç buluyorum bunların konuşulmasından. 
Şimdi herşey daha iyi, sağlık sorunları çözüldü, zeynoşko iyi, iş mevzuları süper. Havalar  ısındı, minnoş yaz geldi, güneş sıcacık, deniz sıcak kumlar sıcak.. Yeğenim büyüyo annişkosunun karnında.. Balkondaki kuş yuvasına ve begonvile serçeler geliyo.. Handoş evleniyo, izne az kaldı..

Daha ne olsun.. Çok şükür ❤️ 
❤❤❤

Hiç blog yazmıyosun dedi serhat..

Hemde aslında mayıs ayı komple bi efsaneydi. Bilerek yazmadım bende çünkü kendimi bi süredir tüm eski bildiklerimi unutmuş, şokta bi şapşirik gibi hissediyorum. Çünkü mayısa sinir de oluyorum. Hatta hayat bi arkadaşım olsaydı onu kenara çekip kendine gelmesini söylerdim, uzun bi konuşma yapardım ona. Çok ayıp ettiğini, kendine gelmesini hiç kendi gibi davranmadığını söylerdim. Çünkü hayat ”sihirli bıdık tatlı minnoş dizilimlerin ummadık zamanlarda biraraya gelmesi” yanının daha ağır bastığı bi yapıda. Öyle. Ama o naptı bu ara, peşpeşe uyuzluklar, ciddi sorunlar, çözümsüzlükler.. Neyse ki toparladı yine, herşey düzeldi. Çok şükür. 
Sessiz sessiz izledim, olabilir, tamam dedim naptıysa. Çünkü genelde yapmaz biliyorum onu, özünde iyidir. Ben o yüzden hiç şikayet etmem, hiç uzatmam sevmediğim konuları çünkü bilirim geçer, herşey geçer. Hayat iyidir, yapmaz öyle şey derim :) Yapınca üstüne gitmem, ellemem onu. Hepimizin kötü zamanları var.

Ben bi şekilde kendimi iyi hissetmeyince yazamıyorum işte. Heralde sevimsiz bi kanıt bırakmak istemiyorum. Şikayet etmem, sorunlarımı konuşmayı sevmem ya zaten uzun uzun, tatsız bişeyleri detaylı yazmayı da istemiyorum. İçime atmıyorum, sadece susuyorum, daha iyiyken; ”nasıl geçti ama” kısmını konuşmayı daha çok seviyorum. O zaman konuşuyorum. Daha güç buluyorum bunların konuşulmasından. 

Şimdi herşey daha iyi, sağlık sorunları çözüldü, zeynoşko iyi, iş mevzuları süper. Havalar  ısındı, minnoş yaz geldi, güneş sıcacık, deniz sıcak kumlar sıcak.. Yeğenim büyüyo annişkosunun karnında.. Balkondaki kuş yuvasına ve begonvile serçeler geliyo.. Handoş evleniyo, izne az kaldı.. Daha ne olsun.. Çok şükür ❤️ 

❤❤❤


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder