16 Kasım 2014 Pazar

göremediğimiz sihirli bişiler var evet!

Ufff hayat çok güzelsin..

Şimdilik çoğunlukla pazar günleri öylesin :) Ama biliyorum aslında sen hep öylesin, biz saçma sapan işlere kapılmaktan görmüyoruz seni.. Yaşadığımızı sanmak durumunda sanıyoruz kendimizi, yok etmek için sahip oluyoruz çok şeye. Hep de elimiz boş kalıyo ve öyle de yıllarca yaşayabiliyoruz.

Ama biliyomusun çok gelişme var bizde, herşey benim için dünyanın en güzel mevsimi olan yaz aylarında oldu hep.. Hep o sihirli yaz gecelerinde..

Tüm bir yıla yetecek kadar bıdıklık ve minnoşluk depolayabiliyoruz iki yazdır.. Herşey de kabak koynda başladı.. İzole olabilmek için bazen biraz mesafe gitmek ve uzaklaşmak gerekebiliyo medeniyetten..

Kabak koyuna daha ikinci gidişimizdi sadece ve bi gececik kalmak için gittiğimizde biz normal oda ayırtmış olmamıza rağmen tek olan ağaç evi vermişlerdi bize.. Merdivenlerle çıkılan, tüm evlerden yüksekte ve kocaman bi ağacın gövdesinde.. Çocukken hayal ettiğimiz gibi tam :) O gece ağaç evimize dönerken bi grup hippie (nadiren gördüğüm gerçekten mutlu ve hiçbişey umrunda olmayan insanlar ve gerçek hippiler) bizim evin altında gitar çalarken 'hayat sana güzel' diye bişiler mırıldanıyodu bi yandan da bıdık bıdık dansediyolardı ve ben o an evren tarafından cimcirildim sanki :) şu an bi rüya mı diye cimcirttirdim kendimi, rüya diildi gerçekti.. Bişey vardı sanki unuttuğumuz hayatla ilgili geldiğimiz yerde.. Sihirli bişiler vardı ama biz görmüyoduk.. Fonda çalan müziğin sesini kısmış, gereksiz yere kalın giyinmiş ve hızlı hızlı gidiyoduk nereye bilmeden sanki.. Biz sevimsizleştiriyoduk hayatı.. Basit düşünemiyoduk bile artık çok bilmişlikten..

O zamandan beri serhatla bi söz verdik birbirimize, kelimelerden oluşmayan sadece yürekler arası ve gözlerle anlaşılan bi söz.. Tutamadığımızda susucaktık ve gözlerimizi kapıcaktık, sadece sevgiyi düşünücektik.. O kadar, sadece sevdiğimiz şeyleri, nereye ait olduğumuzu.. Basitti çünkü bundan ibaretti hayat.. Sevdiğimiz şeyleri yapmak, sevdiğimiz kişilerle sevdiğimiz yerde yaşamak..

Pazar günlerine yeni bi anlam yükledik şimdi. Sabah erkenden uyanıp termosta çay demleyip biyerden gevrek alıp gidiyoruz.. Arkamıza bakmadan gidiyoruz sanki tatile çıkıyomuş gibi ya bi deniz kenarına, ya bi göl kenarına yada dağlardakİ minik bi köye.. Öğleden sonra insanlar kalabalıklaşmaya başlayınca biz çoktan dönüş yolunda oluyoruz bıdık bıdık evimizin yolunu tutuyoruz.. Şimdilik karagöl, şirince, meryem anaya, burhaniyeye ve sığacığa gittik.. Bisiklet aldık.. İyice retrolaşmaya kararlıyız.. Televizyonsuz radyolu hayattayız..

 

 

 

2 yorum:

  1. Harikaaaa :) biz de pazarları erkenden evde olmayı seviyoruz:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bitanecik bıdık pazarımız var zaten :)

      Sil