17 Nisan 2013 Çarşamba

Herşey biribirine bu kadar tezat olduğu için çok güzel.


Bi anormal hareketli, bi anormal durgun. Bi güneşli sıcacık, bi buz gibi kış. Bi kalp pır pır, bi buruk kırık. Bi çok enerjik, bi durgun. Bütün bu durum karşısında heyecandan bayılmadığımız için çok profesyonelleşmiş sayılabiliriz, yada kötü ihtimalle heyecanlanmıyosak bile çok sıkıcılaşmış da olabiliriz.

Aşırı derecede inanıyorum, çoğunlukla benzer şeyleri konuşmaya başlayınca insan yabancılaşıyo kendine. Çoğunluklaşıyo. Evet politika, evet siyaset, evet stratejik beyin uyuşturmalar, sahip çıkmamız gerekenler evet. Tamam. Ama dışa döndükçe, dışa hakim oldukça, içinden uzaklaşıyo ve toplumsallaşıyo insanlar. Neyin en doğru olduğunu kimse bilemez, o yüzden de herkes hissettiklerini takip ediyo. >Daha doğrusu öyle yapmalı. 

Başkalarının hissettiklerini diil.

Biz yaşıcaz diye çıldırırken sakiiin sakiin ilerleyen bi zemini var hayatın. Koşturan insanlar birbirini kırıyo, kanıtlanmaya çalışıyo, ait olduğunu sanmak istiyo. Arka planda da beence gizli bi müzikle evrensel sihirler uçuşuyo içten içe.

Elimizle tutmamıza gerek olmayan sahip olduklarımız çok kıymetli, çok ‘çok’.

❤ ❤ ❤


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder