5 Ocak 2016 Salı

Yesterday and Today Always Smile ♡



Bir şeye bütün kalbinizle inanmakla kafanızdaki seslerin sizi ikna etmesi arasında, inandığınız şeyin gerçekleşmesi ve kafanızdaki seslerin sizi hep yarı yolda bırakması kadar büyük bir fark var.

Aralığın son haftası boyunca ajanda günlüğüme bütün bir yılın analizlerini yaptım durdum :) Çünkü öyle bir yıldı benim için 2015. Durup durup analiz edebileceğim kadar çok malzemesi var. Her bir tanesi için binlerce kere çok şükür.

''Yesterday and Today Always Smile'' yazıyor kapağında, içinde de birbirinden tatlı minik çizimler var. Hem her günün sayfasına yazabiliyorsun hemde en arkasında uzun uzun yazabileceğin sayfaları var. Hepsini ama hepsini doldurdum :)

İnsan günlüğüne neler yazmayı hayal ediyor, sonra neler yazıyor :) 

Şimdi, 2015! Şöyle geriye dönüp seninle konuşmam gerekseydi, sen birisi olsaydın ve bana ''benim hakkımda ne düşündün, beni sevdin mi'' deseydin sana şunları söylerdim;

Hayatımda en çok dinlediğim, en çok izlediğim ve öğrendiğim yıl oldun. Kendimi çok sessiz, oldukça sakin ve kalbi açık görüyorum sana baktığımda. 30. yılımdın ve senden çok şey öğrendim. Ben dinlendim seninle. Biraz kırılmıştım 2014'e, sen bana hediye gibi oldun. Aslında 2014'ün benden aldığı şeyi vermedin ama çok daha büyük bir hediye oldun. İnsan bazen neyin içinde olduğunu, neyin parçası olduğunu anlayamıyor, yada hatırlayamıyor hep. 

Peki neyin parçasıydık biz, neydi senin bana hediyen, ne öğrendim;

Bazen herşey üst üste geldiğinde bir adım geri gidip sessizce izlemek lazımmış, derince bir nefes alıp yavaş yavaş da vermek lazımmış nefesi. Eskiden hep yazılarımda ve muhabbet arasında da derdim ki, 'evreni bi düşünsene ne kadar büyük,sonsuz, biz miniciğiz'. Bu yıl öyle şeyler okudum, öyle şeyler izledim, hissettim, öğrendim ki;

Hepimiz biriz. Hepimiz aynıyız. Evrenin ta kendisiyiz, minicik falan değiliz. Sonsuzuz ve biriz. Evren biziz. Artık diyorum ki; 'evreni bi düşünsene ne kadar büyük, sonsuz, işte biz de o kadar büyüğüz' Herşeyi başarabiliriz, bütün kalbimizle istersek. O kadar güzel ki, kafamda sesler, görüntüler, yazılar peş peşe geliyor ve birleşiyor. Hepsi o kadar güzeller ki. 

Çok şükür. 

Serhat bir numaralı rehberimdi bu yıl. Hep ben ona okuduğum kitaplardan alıntıları okurdum, uçuk kaçık şeyler anlatıp dururdum. (işte periler, unicornlar :P)

Belki de hep öyleydi oda ama bu yıl o sanki evrenin en güzel kanalı gibiydi :) 

Çok şükür.

Hepimizin önüne her gün bir yığın işaret çıkıyor, biraz daha sakin olup basitleştirmemiz lazım hayatlarımızı. 

Biz bir yola çıktık, önce zihinlerimizi sonra da evlerimizi bu düzenden kurtarma yoluna. Ailemizle ve sevdiklerimizle. Serhat'la ben öncü birliğiz :) Taşınıyoruz.. Ama bu bir süreç şeklinde olucak. Daha zamanı var.

Öğretilenleri unutmakla ve bildiklerimizi hatırlamakla başladık. En büyük ve önemli adım zihnimizi taşımak çünkü, sonra evimizi ve eşyalarımızı taşımak işin kolay kısmı. 

Zaten bizim evde televizyon yok, telefon yok. Evimizde arka fonda hep müzik, arka balkonda yıldızları izleyebilmemiz için teleskop, uyandığımızda da tam karşımızda kocaman bir hayal panomuz var. Zaten biz minimaliz, sadeyiz. 

Her yeni yılda dilek listeleri ve beklentilerimle ilgili bidolu yazı yazdım şimdiye kadar :) Bu yıl öyle yapmayı düşünmüyorum. 

Çok şükürler listesi yaptım bi tane :)

TEA&POT için çok şükür, ailem için çok şükür, mete için çok şükür, arsamız için çok şükür, serhatım için çok şükür, bu yaz olanlar geçtiği için çok şükür, sağlığım için çok şükür, hayallerim için çok şükür, hissettiklerim için çok şükür, anladıklarım ve öğrendiklerim için çok şükür. Daha da bir sürü şey için çok şükür, çok şükür.

Ho'oponopono 




1 yorum: