30 Kasım 2018 Cuma

Zihin ❤︎


Kocaman bir şeyin parçası olduğunu bilmek;
Ne güzel, 
Ne güçlü, 
Ne güvenli bir his değil mi?

Çok büyük, fazlaca sihirli ve ahenk içinde bir denge var. 
Bir şey fazla kaçınca diğeri azalıyor, bir taraf ağırsa diğer taraf hemen hafifliyor ki büyük uyum sayamadığımız kadar uzun zamandır dengede olduğu gibi dengede kalmaya devam etsin. 
İyi ya da kötü yok, zihnin kattığı yorumlar var. 

'Zihnin Halleri' diye bir programa katıldık. Şimdilik 4 haftalık bir program. İkinci hafta geride kaldı. 
İlk hafta tanışma, zihnin yapısı ve niyetler üstüneydi. 
İkinci hafta da biraz daha derinlere indik.

En sevdiğim kısmı da 'ÇABASIZ ÇABA' kavramı oldu.

Bunu anlayabilmek için bir çeşit teslimiyet duygusu, tanık olabilmek ve izin verebilmeyi anlamak gerekiyor. Bütün bunlar hepimizde yüklü, hepimiz biliyoruz aslında. Ama neden uygulayamıyoruz? Bizi biz olmaktan alıkoyan ne oluyor. Zihin neden böyle doluyor, neden kendimiz olamıyoruz ya da hamal gibi yük taşıyoruz. Geçmişin yüklerini, geleceğin endişelerini neden böyle taşıyoruz. 

Değişim bir 'An'. 
Öyle güzel bir örnekle açıkladı ki konuşmacılardan birisi bir katılımcının sorusunu... 
Dedi ki;

''Zihin karanlık bir kutu. 
Biz burda onda bir çatlak oluşturucaz ve ordan minik bir ışık huzmesi süzülücek. 
Ve karanlığa bir kere ışık dolmaya başladıktan sonra o kutu eninde sonunda aydınlanacak, 
merak etme. 
'Fark'ettiğin her şey iyileşir.''

İnsanların temsil sistemlerini konuştuk. Kimimiz dokunsal, kimimiz işitsel, kimimiz de görseliz. Aslında tüm temsil sistemleri hepimizde var ama bazılarımızda bazıları baskın bazıları da çok düşük. Sahip olduğumuz yetilere göre davranıyoruz aslında sadece, yani doğru/yanlış ya da iyi/kötü yapmıyoruz. Evet bazılarımızda bazı sistemler bozulmuş olabiliyor ama bu da yargılama/yargılanma gerektirmiyor. Maskeler, olayların nasıl da içinden işimize gelen kısımlarını seçip diğerlerini silip, genelleştirdiğimizi konuştuk. İlüzyonun ve hakikatin üstünde durduk. 
Eve döndüğümüzde de Serhat'la uzun uzun konuşuyoruz. 

Hani hepimiz bazen fazla eşyalarımızı atar, evde ne var ne yoksa girişip düzenleriz ya; bu program da bana bildiğim ve bildiğimi sandığım her şeyi düzenleme bilinci verdi. Hiç huyum olmayan ama taşıdığım şeyleri atmamı, yanlış yere koyduğum fikirlerimi düzeltmemi, 
inançlarımı hatırlamamı sağladı.

Her dersin ödevleri oluyor. 
Son dersin ödevi;
'TANIK OLMAK' ve 'SEVGİ NEDİR, ÜSTÜNE DÜŞÜNMEK'

Yaşamımıza gerçekten tanık olabiliyor muyuz? 
Farkına varabiliyor muyuz hikayenin ve ardındaki gerçeğin?

⇷ ❤︎ ⇸





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder